top of page
Bu kanal yakında geliyor!

STRESTEN DOLAYI VUCUDUNUZ SİNYAL Mİ VERİYOR?

Bir sır vereyim mi? Kaygılarımızın ancak % 8 i kaygıya değer...

ree


Çağımızın önemli belki de en önemli sorunlarından biridir KAYGI ve sıkıntı yaratan olaylar karşısında verdiğimiz tepki süreci sonunda ortaya çıkan STRES...


Bu sefer farklı bir açıdan bakarsak kaygıya, yapılan araştırmalar sonucunda görülmüştür ki;


- Kaygılandığımız şeylerin aslında %40 ı GERÇEKLEŞMEZ,

- Kaygılarıızın %30 unu GEÇMİŞ ve DEĞİŞTİRİLEMEYECEK KARARLAR OLUŞTURUR,

- Kaygılarınızın % 12 si DİĞER İNSANLARIN SÖYLEDİKLERİNDEN KAYNAKLANIR,

- Kaygılarınızın % 10 u SAĞLIKLA İLGİLİDİR. Ve siz kaygılanmaya devam ettikçe, daha da kötüye gider,

- Kaygılarınızın % 8 i KAYGIYA DEĞER.



Bu bağlamda baktığımızda, işten eve dönerken trafik çilesini stres olarak görürüz. Önümüzdeki araç sarı yandığında nasıl olur da ilerlemez, deyip basarız DAT DAT kornaya. Yetmez, söyleniriz. Ellerimiz terler, göz bebeklerimiz büyür,sindirim sistemimiz yavaşlar, mide asitimiz artar...Söylene söylene eve geliriz.


Sonra ne mi olur? O stresle yüklenmiş zihnimizin kölesi olmuş şekilde; selam bile vermeden gireriz evimize. Evdeki bireylerin yüzündeki parıltıyı da söndürürüz, elimize alırız kumandayı yakarız belki sigaramızı. Kendi stresimizi başkasına bulaştırmadan da rahat etmeyiz.


Eh be güzel kardeşim, değer mi sence?

O trafik tamam çiledir belki, ama zaman kaybı olarak gördüğün bir işkenceyi, güzel bir müzik kasedi / CD i takıp neşeye dönüştürmek varken ne yaptın sen şimdi?

Hadi kaset / CD falan yok. Aç radyoyu, bu şarkı benden bana, benden eşime, arkadaşımdan bana oyununu oyna ve dinle hangi şarkı çalıyor. Hadi radyon da bozuk,çalmıyor...

Bak ışıkta yanından geçen arabaya, gördün mü içindekimerakla etrafa bakan ve senden bir ateş bekleyen iki yaşındaki bebeği... El salla, öpücük at... Bak bakalım ne olacak sonrasında... Sen tabi KOCA adam / kadın öpücük atar mı dersen bebeğe...


Gel seni önce, içindeki çocukla tanıştırayım.


Hatırladın mı altına yaptığın zamanları? Yok çok eskiye gittik diyorsan, yaklaşalım şimdiye doğru. Gördün mü kendini ilk okul sırasında? Okumak için hem korkan hem de HEYECANLANAN SEN i? Takdir bekleyen, saçının okşanması için büyüklerinin gözünün içine bakan SEN i? Annen bardak kırdığın için SEN in kalbini mi kırdı yoksa? Halbuki isteyerek kırmamıştın ama koca kadın keşke sarılsaydı, BOŞVER canın sağolsun mu deseydi?


PEKİ GÜZEL KARDEŞİM SEN İÇİNDEKİ ÇOCUĞA NASIL DAVRANIYORSUN? Onu görmezden gelme artık. Sarıl ona, yaraları var ise,şimdi olduğun bilgelikle sarıl ona,sar yaralarını...


Önce kendine şevkat duyarsan, cesaretleneceksin. Sırtını okşa o çocuğun ve " YAPARSIN, ENDİŞELENME, CESUR OL" de ve ver gazı bakalım. Başkası yapmıyorsa bunu sana, sen içindeki çocuğa yap ve destekle onu.


Gelelim bir diğer gerçeğe, stres ile verimlilik bir noktaya kadar çok iyi çalışan iki dost.. Ta ki, gelinen noktada stresten elimiz ayağımıza dolanıp verimliliğimiz düşmeye başlayınca iki ezeli düşmana dönerler. Döndürme kardeşim. Kendi fren mekanizmanı kullan FRENLE.


STRESLE BAŞ ETMEDE ANAHTAR KELİME "DENGE" dir. Dikkat et "ŞİRAZEN KAYMASIN". Çok sık duğduğumuz bu deyimdeki şiraze nedir biliyor musun?

Eski kitapların sırtlarında yer alan ve yaprakların bir arada ve düzen içerisinde kalmasını sağlayan ibrişim kuşak.


Tüm güç sende ve içindeki çocukla yaptığın işbirliğinde.


Şirazenize, iyi bakmanız dileğiyle,


PRO-OUT


F.D.A.Nazilli





 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


Contact

Adalet Mahalesi, FOLKART TOWERS

B BLOK/ Kat: 34 No:3408

Bayraklı / IZMIR

Tel :0232 400 21 07

Fax:0232 502 25 70

WhatsApp info: 0551 014 29 17

E Mail: info@prooutconsulting.com

Thanks for submitting!

  • Black Facebook Icon
  • Black Twitter Icon
  • Black Instagram Icon
  • Black YouTube Icon
bottom of page